27 Şubat 2011 Pazar

Muhalefet


“Muhalefet” her zaman çekici bir eylemdi. Çekiciliğiyse bazen -dönem dönem şiddeti değişmekle birlikte- ima ettiği tehlikede, bazen -neye karşı ve neden olduğu her zaman netleşemese de- karşı olmanın verdiği hazda, bazen -yeterliliği ya da niyeti göreceli kalsa da- bir şeyler yapmanın/yapabilmenin, hareketin getirdiği iç huzurunda, bazen ve bizce en çok da -kimlerle ve hangi mecrada olduğunun altını çizerek- dayanışmanın yarattığı güçtedir. yeniyazı, şüphesiz, bütün bu olasılıkları kapsayan bir muhalefetin hem parçası hem de sürükleyicisi olmayı istedi en başından beri. Edebiyat dünyasına, yine bu dünyanın içinden yöneltilen eleştirinin kendisi yeni değil kuşkusuz; ne var ki muhalefetin içeriğinin sürekli kendini yenilemeye muhtaç olduğu, durduğu ya da kendinden emin olduğu noktada eskimeye başladığı ve bizatihi kendisinin eleştirilecek bir yapıya dönüştüğüyse çoğu zaman umursanmayan bir durum. Yaptıklarımızın ya da yaptığımızı sandıklarımızın şeceresini çıkarmak hem nafile hem de kimsede görmeye tahammül edemediğimiz bir özgüven yanılsaması. Dolayısıyla şu tespitle başlamak daha doğru: 2009’daki ilk sayımızdan bu yana yapamadığımız çok şey oldu.  Bu süre içinde farkına varabildiğimiz yanlışları, öngörebildiğimiz çözümlerle düzeltmeye çalıştık. Açıkçası, muhalefetimizi dışarıya açarken, içimize yöneltmekten vazgeçmemeye gayret ettik. Yenilenmeye, değişmeye, duruşa, tavra, eleştiriye, geleneğe inandık, inanıyoruz. Bir yayın kurulu dergisi olmanın, yatay bir hiyerarşiyle çalışmanın, kendini başkasıyla birlikte tartışmanın sunduğu imkânlar dünyası bizi heyecanlandırıyor. yeniyazı’nın 9. sayısı bir köprü bu anlamda; geçmiş iki yılı ve gelecek olası yılları işaretliyor.
Dergimizin bu duygularla kafası karışmış olan yayın kurulu geride bıraktığımız aylarda yine ufak tefek sevinçler, küçük sıyırıklar, düşüp-kalkmalar yaşadı. Cihat Duman ödüllerine bir yenisini daha, bu yıl ikincisi düzenlenen “Server Vakfı Edebiyat Ortamı Şiir Ödülü” ile ekleyerek ilk kitabı Ya Da Pişman Değilim’i taçlandırdı. yeniyazı yayınları da boş durmadı. Cihat Duman ile Yavuz Türk’ün daha önce yayımlayan kitaplarından sonra şimdi de Ramazan Parladar’ın Geleceğe Dair Anekdotlar’ını boşluğa bıraktı.


Üzücü bir haber var. yeniyazı’nın 2. sayısından bu yana yayın kurulumuzda yer alarak bize destek veren kıymetli dostumuz Başak Deniz Özdoğan, dergimiz içerisindeki görevinden affını istedi. Kendisi bundan sonra başka bir mecrada başka vesilelerle mutlaka desteğini sürdürecek; ancak şimdiye kadar yürüttüğü önemli görevler ve eşsiz katkıları dolayısıyla kendisine ne kadar teşekkür etsek az.
Bunların dışında, dergimiz 2011 yılına pek çok yenilikle girme kararı aldı. Bu kararların en önemlisi yeniyazı’nın yayımlanma periyodunu 3 ayda bire çekmekti. Bundan böyle dergimiz yılda 4 kez olmak üzere Ocak, Nisan, Temmuz ve Ekim aylarında raflarda olacak.
Öte yandan, yayın kurulumuzun “genişleme” kararı alması da bir başka önemli gelişmeydi yeniyazı için. Adlarına sonraki sayılarda sık sık rastlayacağınız iki arkadaşımız Yalçın Armağan ve Mesut Yılmaz yeniyazı saflarına omuz verdi. Bu katılımlarla birlikte yeniyazı sosyal bilimler ve edebiyat alanında kaynak bir dergi haline gelme amacı gereği bundan sonraki sayılarda edebiyat eleştirisi disiplinine daha yakın bir çizgide, akademik derinliği olan eleştiri/inceleme yazılarına ve uluslararası alandan çeviri-yazılara ağırlık verme kararı aldı.
Tüm bu sarsıntılar, sevinçler ve üzüntüler arasında hazırlamaya çalıştığımız bu sayımızda “Çerçeve” bölümümüzde Hüseyin Ferhad’la yapılan söyleşiyi ve Zeynep Oktay, Can H. Türker, Cemil Okyay ve Hilmi Haşal’ın Hüseyin Ferhad üzerine yazdıklarını okuyacaksınız. Bu bölümde bir de Hüseyin Ferhad'ın hiçbir yerde yayımlanmamış bir denemesi yer alıyor. “Atölye”de ise fal açılıyor. Şeref Bilsel, küçük İskender, Murat Üstübal, Aslı Serin ve Ceyhun Tuna Türk şiirinin falına baktılar. Bunun yanı sıra Sezai Sarıoğlu, Nilgün Aras ve Şebnem Yetim’in metinleri ile Sancar Dalman’ın fotoğraf ve çizimlerini atölye sayfalarında bulacaksınız. Dergimizin bu sayısında genç şiirin gücünü temsil edenler: Öktem Tepe, Fatih Kınalı, Nazmi Cihan Beken, Serkan Büyükçağlar, Gizem Okulu, Alican Aydoslu, Serdar Çakıcıoğlu, Can Ilgaz Özdemiroğlu, Yaprak Ünvar, Can Habip Türker, İlhan Tülman. Bu arada Can Ilgaz Özdemiroğlu’nun 1998 doğumlu olduğunu belirtelim. Dergide Ayrıca Ercan Y. Yılmaz’ın absürd bir öyküsü bulunmakta.
En güzelini en sona sakladık: Bu sayımızda sizleri bir sürpriz bekliyor. Sevgi Soysal’ın daha önce hiçbir yerde yayımlanmamış bir roman-taslağını bulacaksınız sayfalarımızda. “Yeraltı Kentinde Herhangi Bir Gün” başlığını taşıyan bu metni yayımlama şansını bize veren sevgili Funda Soysal’a hem bu katkısı hem de değerli desteği için teşekkür ediyoruz.
10. sayımızda “çerçeve” konuğu Türkiye’nin önemli düşünürlerinden biri, Murat Belge olacak. “Atölye”mizin çarklarında ise futbol tarihinin yüce Mesih’i Maradona’yı tavlamaya çalışacağız; bakalım hakkını verebilecek miyiz? 11. sayıdaysa çerçeve ve atölyede sırasıyla Leyla Erbil ve medusa olacak. Elbette bütün bu dosyalar için yazılarınızı, önerilerinizi, eleştirilerinizi bekliyoruz.
İyi okumalar…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder